25 Ocak 2013 Cuma

SU hayattır


Neden Su
  sizlere su politikasından bahsetmemi istermisiniz? 
NİYE İSTEMEZSİNİZ. YOKSA SU İHTİYACINIZ YOK MU?
O ZAMAN SU KITLIĞI YAŞADIĞINIZ ZAMAN ANLATMAYA BAŞLARIZ. ÖLMEZSEK O DA. 

THM (TRİHALOMETAN)

                                       

                                             

                                            THM                

Nüfus artısına paralel olarak artıs gösteren içme suyu ihtiyacını karsılamak
amacıyla, yüzey ya da yer altı su kaynaklarında elde edilen ham suyu içilebilir hale
getirmeyi hedefleyen arıtma tesislerinde uygulanan arıtma süreçleriyle, suyun
mikroorganizma içeriginde ciddi bir azalma elde edilebilmektedir. Ancak bu
süreçlerden çıkan su, uzaklastırılması gereken düzeyde hastalık yapıcı
mikroorganizma içerebilmektedirler. Bu mikroorganizmaları insan saglıgına zarar
vermemesi için dezenfeksiyon islemi uygulanmaktadır.
çme suyu arıtımında uygulanan dezenfeksiyon yöntemleri; klorlama,
ozonlama ve ultraviyole radyasyonu (UV) olarak sayılabilir. Klorlama, ucuz olması
ve dezenfektan etkisinin dagıtım sebekesinde de sürmesi nedeniyle en çok kullanılan
yöntemdir. Oksidasyon potansiyeli çok yüksek olan ozon, klorun ham suda bulunan
organiklerle reaksiyona girip istenmeyen tat ve kokuya yol açması söz konusu
oldugunda daha uygun bir seçenek olarak kullanılabilmekte; ancak klora göre daha
pahalı ve içme suyu sebekesinde dezenfeksiyon etkisinin olmayısı kullanımını
kısıtlamaktadır. Klorlama ve ozonlamadan daha etkin olan UV ise, büyük ölçekli
isletmelerde tercih edilmemektedir.
Sudaki organik maddeleri tespit etme imkanı saglayan kütle
spektrometresiyle baglantılı gaz kromotografisi gibi analitik metotların 1970’li
yıllarda gelistirilmesiyle birlikte, sularda düsük seviyelerde de olsa yüzlerce dogal ve
sentetik organik bilesige rastlanmıstır. Bu organiklerin bir kısmının dezenfeksiyon
islemi sırasında kullanılan klorla reaksiyona girerek; yeni, kompleks, genelde zararlı
ve dezenfeksiyon yan ürünleri olarak bilinen bilesiklerin olusumuna neden oldukları fark edilmistir. lk olarak Ren Nehri suyundan arıtılarak, klorla dezenfeksiyonu
yapılmıs içme suyunda dezenfeksiyon yan ürünleri olarak tanımlanan kloroform ve
diger trihalometanlar tespit edilmistir (Rook, 1974).
Pek çok arastırma, THM’ların kanserojenik etkilerinin oldugunu ve yüzey
sularının dezenfeksiyonu sonucu olusmasında en büyük rolü dogal organik
maddelerin büyük bir kısmını olusturan humik maddelerin (humik asit ve fulvik asit)
aldıgını ortaya koymustur (Babcock ve Singer, 1979). Bunun yanında bazı çalısmalar
ile de alg ve bakteri hücrelerinin, hücre içi faaliyet ürünleri ile bunların bozunmasıyla
ortaya çıkan ürünlerin de THM olusumunda humik maddeler kadar etkili oldukları
sonucuna varılmıstır (Rebhun ve ark, 1988; Grahamve ark., 1998).
Metan türevi olarak adlandırılan THM’lar, metandaki (CH4) hidrojen
atomlarının yerine klor, brom, ve iyot halojenlerinden birinin baglanmasıyla
olusmaktadırlar. Humik ve fulvik asitlerin klorlanması sonucu olusan ve
dezenfeksiyon yan ürünleri denilen THM’ların olusumunda kullanılan dezenfektanın
çesidi, miktarı, suda bulunan asitlerin kompozisyonu ve miktarı, su sıcaklıgı, mineral
tuzların miktarı, brom iyonu konsantrasyonu, mevsim durumu, dezenfeksiyon süresi
birer etkendir (Rebhun ve ark., 1988; Najm, 1994).
Arıtılmıs suda bu tür maddelerin (dezenfeksiyon yan ürünleri, THM)
bulunmasının insan saglıgı için risk olusturdugu ve kansere sebep oldugu bir çok
çalısmayla ortaya konmustur. USEPA tarafından listelenen ve kansere
sınıflandırması yapılan organik kirleticiler içinde THM’lardan Kloroform,
Bromodiklorometan ve Bromoform B grubuna dahil edilmekte, yani muhtemel
kanserojen madde olarak sınıflandırılmakta, Dibromoklorometan ise C grubuna, yani
kansere sebep olma ihtimali bulunan madde olarak sınıflandırılmıstır (Pontius, 1990).
Bu kanserojen maddelerin etkilerinin nasıl meydana geldigi günümüzde daha iyi
bilinmektedir. Vücut hidrokarbonları elimine etmek için onları yükseltger ve suda
çözünebilir hale getirir. Bu sekilde hidrokarbonlar vücuttan dısarı atılabilirler.
Yükseltgenme sırasında olusan ara ürünler esas kansere neden olan maddelerdir. Ara ürünler hücresel DNA ile tepkimeye girerek, hücrelerin normal sekilde üremelerini
önler ve mutasyona sebep olurlar. Bazı kimyasallar kansere neden olurken bazıları da


kanseri önleyebilirler (Craun, 1986).

23 Ocak 2013 Çarşamba

SURCEV'E BAŞARILAR

Şimdilik belki yapılacak çok şey yok ama gelecekte kısa bir gelecekte çevreyle insan barışını sağlayanlarla kendinizi bulacak ve bu kervanın belki de vazgeçilmezi olacaksınız. buyurun sofraya...

sürekli sulh

surcev







İNSANIN ÇEVREYLE BARIŞINI SAĞLAMAK VE EN ÖNEMLİSİ BUNU SÜREKLİ HALE GETİRMEK. ELİNDEKİ HER İMKANI KULLANMAYI BİLENE...

ÜNİVERSİTE KÖRELTMESİN SİZİ



 NERDEN MEZUN OLDUĞUNUZ ÖNEMLİ YETER Kİ NİYETİN AMELLERİNİ DOĞRULASIN.

BAĞIŞ YAP ÇEVRE İÇİN BEL Kİ BİR GÜNÜN BELKİ BİR SAATİN BELKİ DE BİRİSİNE


SÖYLEYECEĞİN BİR SÖZÜN KURBAN YERİNE GEÇECEK. ÇÜNKÜ İNSAN KURBANLIK

İÇİN İNSAN KESMEZ. İBRAHİM İSMAİLİ KESMEDİ... BUNA HER ŞEYİN YARATICISI İZİN

VERMEDİ

22 Ocak 2013 Salı

SURCEV İNSAN VE ÇEVRE

                                                                    SURCEV
                                                                SURCEV
           İnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar hep çevreyle içiçe yaşamış, geliştikçe de kendisini doğadan daha üstün görmeye başlamıştır. Herkes bilir ki yaşadığınız ortamdan kendinizi üstün görmeye başladığınızda o ortam ile anlaşmanız zorlaşır daha kötüsü ise hem ortam yani çevre hem de insan zarar görmeye başlar.
           Herkes barışçıl olmaya çalışır, savaş çıkarmaya çalışanlar istisna. Lakin biri de çıkıp demez ki ''İnsanoğlu ile çevresi arasındaki barışı nasıl sağlayacağız?''
            Nasılını bize bırakın sadece bizi dinleyin. barış sağlamaya geldik sabredinn.....

peace between humans and the environment

                                                                    SURCEV
           İnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar hep çevreyle içiçe yaşamış, geliştikçe de kendisini doğadan daha üstün görmeye başlamıştır. Herkes bilir ki yaşadığınız ortamdan kendinizi üstün görmeye başladığınızda o ortam ile anlaşmanız zorlaşır daha kötüsü ise hem ortam yani çevre hem de insan zarar görmeye başlar.
           Herkes barışçıl olmaya çalışır, savaş çıkarmaya çalışanlar istisna. Lakin biri de çıkıp demez ki ''İnsanoğlu ile çevresi arasındaki barışı nasıl sağlayacağız?''
            Nasılını bize bırakın sadece bizi dinleyin. barış sağlamaya geldik sabredinn.....